BENDEN BANA
Hasretle yazılmış bir defterin sayfaları sararır belki ama satırları asla silinmez. Zamana direncinden değil; pusula olup yön göstermesi gereken bir gönlü yarı yolda bırakması mümkün olmadığından...
15 Mart
Merhaba :)
Bugün kendim için bir şey yaptım. Hayatımda ilk kez, kimseye faydası olmayan, sadece beni mutlu edecek bir şey yaptım. Bu defteri aldım. İçimi dökmek için, mutluluklarımın ömrünü uzatmak için, sevdiğim bir çiçeği göğsünde uyutmak için.
Bugün ilk kez benden bana bir şey hediye aldım. Yaşım 31...
22 Mart
İyi akşamlar :(
Hayat sandığım kadar imkan tanımayacak galiba bu defteri doldurmam için. Daha ilk günde ilk sayfada kalakaldım. Ertesini de yazabilseydim hiç değilse. Bu arada olanları yazacak halim de yok açıkçası. Neden yazamadığımı da yazmayıp unutmaya çalışsam daha iyi olacak sanırım. Belki bir gün sonra yani yarın...
25 Mart
Aloha!
Yolculukların sihrine kapıldığım bir gün. Valiz hazırlıyorum! Mutluyum! Yarın bu güzel defter ve ben buradan çok uzakta olacağız. Ayrıca çok mutlu. Trenimize yetişebilmemiz için şimdilik bu kadar :)
15 Nisan
Ölmemişim...
19 Nisan
İyileşiyorum. Yazım bozuk, çünkü baskın elim alçıda, kolum da ve bacağım. Ağrıyor!!!
27 Nisan
Bu ele yıllarca haksızlık etmişim. Kek bile karıştıramazdım değil mi? Kalem tutuyorum şimdi. Kimse beni tanımıyor burada. Yalnızım. Hep öyleydim! Şimdi daha çok...
1 Mayıs
Telefon geldi. Beni almaya geleceklermiş. Haberleri yokmuş bla bla bla...
O gün orada ölmeliydim!
5 Mayıs
Merhaba eğreti hayat, merhaba yeniden eğrelti otu!
Sen bana hiç iyi gelmedin sayın defter. Sana mutluluklarımı yazmayı planlamıştım. Çiçek kurutacağım göğsüne kanım damladı. Yüzünde bir yara izi var artık, bütün güzelliğin bozuldu. Üzgünüm ama seni bu halde benden başka kimse sevmez. Artık benim mahkumiyetimin bir benzeri de senin cebinde. Geçmiş olsun.
7 Haziran
Hastane koridorları kış ayazından daha soğuk. Üstelik gece olduğunda daha da soğuyor ve lambalar, lambalar yetmiyor aydınlatmaya. Hep karanlık. 1 aya yakındır üşüyorum bu karanlıkta.
10 Ağustos
Umut yok-muş. Ölümümü bekliyorlar. Benden daha gönüllü olamazlar bunun için elbet. Kaç gündür serçeleri gözlüyorum. Gelip gidiyorlar pencereye. Bu elimle yazmaktan başka şansım kalmadı. Yaralarım çoğalıyor, eksilmiyor, açılıyor, kapanmıyor. Her gidiş
12 Ağustos
Daha kötüyüm. Direnebilmek isterdim. Bugün fark ettim.
15 Ağustos
Olmayacak...
22 Ağustos
Stabilmişim. İnsanın adı olur. Benimki buraya gelene dek pek de benimle ilgili anılmazdı. İstekler için seslenilirdi ama...
Burayı seviyorum galiba artık. Serçeler. Bir de doktor var. İyi biri.
5 Eylül
Serçeler yalnız benim pencereme geliyormuş. Beni sevdikleri için olduğunu söyledi doktor. Bana hiç asık yüzle bakmadı. Yüzünde güneş açıyor gibi. Tuhaf biri.
11 Eylül
Olağanüstü vaka diyorlar bana. Kocaman bir grup başımda saatlerce garip kelimelerle konuştu. Bazılarını önceden duymuştum, bazılarını ses olarak bile anlamadım. Doktor "bir umudumuz var artık, her şey bir anda değişti" dedi. Belki de ölmeyeceğim. Ve serçeler...
18 Eylül
Kendim için ikinci defa bir şey yaptım. Doktordan bir çiçek istedim. Kanı kuruyan göğsüne merhem olması için sana hediyem olacak. Yaşım 32...
2 Kasım
Sadece kışı özlemişim bu kadar zaman. Kar yağıyor ve serçeler...
8 Kasım
Başka yere gönderildiğimi söylemedim mi yoksa? Uzun süre aynı yerde olunca insanın zaman algısı değişiyor. Tarihleri sorarak söylüyorum. Bir şeyler değişti. Belki ben de?
12 Kasım
Geçen ocak ayında yazdığım bir mektuba cevap gelmiş. Telefonla bildirdiler. Öğrenmemeyi tercih ederdim. Artık önemi olmayan şeyler için birkaç tane de olsa satırını harcamış oldum. Bu ne benden ne de bana oldu. Üzgünüm.
13 Kasım
Ağrım var!
15 Kasım
Çok sık ağlıyorum. Geçecek her şey. Serçeler geliyor hala. Burada da buldular beni :)
21 Kasım
Yavaş yavaş hazırlanmam gerekiyormuş, uçuyorum artık, serçeler gibi...
18 Aralık
Hayatımın her gününü düşünerek tek bir cümle kurmam gerekse öğrendiklerimden şöyle derdim:
HER ŞEY BİTİYOR!
22 Aralık
Artık başka bir pencereden bakıyorum. Serçeleri yolunu gözlüyorum. Beni bulmalılar. Bıraktığım ekmekler bitmiştir çoktan :(
18 Eylül
Aradan çok zaman geçti. Çok büyük acılar çektim. Büyümem için bir adım almam gerekmiş, kendimle karşılaşmam için. Bir defter, bir yol, yolculuk, kaza, yara...
Hiç bu kadar net görmemiştim dünyayı. Yaşım 35...
1 Ocak
İlk sayfana selam verdiğimden beri 5 sene geçmiş. Özlemlerim büyümüş, dünya değişmiş, ben değişmişim. Birkaç serçenin kanadından düşen umuda tutunduğumun üzerinden 4,5 yıl geçmiş. Her şey bitecekken yeniden filizlenmesinin ardından dallarımın 4,5 yıl...
18 Eylül
Ölmeyi beklediğim sayfalarda yavaş yavaş doğmamı okudum bugün. İnsanı asıl öldürenin umutsuzluk ve asık suratla yaşamak olduğunu anladım. Yaşım 42...
Yorumlar
Yorum Gönder