NEFES...
Neyin içinde olduğumu anlayamadan kaçanı olduğum bir kovalamacada zamanla mücadele ediyorum...
Zaman geliyor, geçiyor. En çok da tükendiğinde anlayacağız kıymetini. Tıpkı akıp giderken minik hadiselerde bunu bize anlatmaya çalıştığında olduğu gibi. Bayramın, tatilin, haftanın sonu mesela. Ya da en basiti; içinde olduğumuz günün...
İnsanlara istemeden de olsa zarar vermekten, kırmaktan korkuyorum. Ne zaman birini kırdığım fikrine kapılsam göğüs kafesim zindana dönüşüp gönlüm çaresiz bir serçe gibi kendini parmaklıklara çarpa çarpa bitap düşüyor. Telafi etmeye çalışıyorum imkanım ölçüsünde ama en fenası sebep olduğum zaman kaybı. Hem kendim hem başkası adına bu hadise ile harcanan vakit. Kendime açıklama yapabilir, sineye çekebilirim belki ama ya başkasının ömründen çaldığım o dakikaları nasıl iade edebilir, telafisini sağlayabilirim ki? Yahut başkası beni kırdığında ona müsaade etmiş olduğumda kendimi bununla suçlarken kaybettiğim vakti nasıl açıklayayım bana? Kıran insanın kırılmaması için, onun da benim gibi incinmemesi için o kırgınlığı kırılan tarafken, canı yana yana ortadan kaldırmaya çalışırken zulmettiğim kendime o derdi çektirdiğim anların hesabını? Nedense aklıma ilk kırgınlıklarla harcanan vakitler geliyor. İçimde bir yerlerde benim bile yerini tam bilmediğim ama kapanamadığı aşikar, açık kalmışlığıyla acıtan yaralar olsa gerek. Açık kalıp da rüzgarda çarpan pencere gibi, vurup vurup ses çıkartıyor. Tam sessizliğe dalarken pat! yerini belli ediyor. İnsan olmak, kalbini diri tutmak ve onun bu haliyle yaşamak, zamanla arasını iyi tutmak ne emek isteyen, ne ince iş. Çok güç Allah'ım, çok güç...
Bu yazıyı yazarken bile yapmam gereken işler silsilesi boyuma yakın halde -değil tabii, o kadar uzamadılar daha şükür :) - ama vaktimin bir kısmını buraya pay etmek istiyorum. Nefes almak için, nefes alıp da yola devam edebilmek, o listede yazanları yapabilecek gücü, dermanı bulabilmek için.
Biraz uzun zaman oldu yazmayalı diyeceğim mesela, yine zamanla ölçeceğim hasretimi. Uzun zamandır kara kaplıya karalıyorum çok bunalınca diyeceğim mesela, zamanı ortak edeceğim sırrıma. Aslında hiç zamanı değil bunca iş güç arasında diyeceğim, zamanla değerini belirleyeceğim yaptığım hareketin. Bir hayat var elimizde, sadece bir kurşun; ya vuracağız hedefi ya da ıskalayıp yazık edeceğiz. Allah rızası olan hayata isabet ettirsin..
Ve işte böyle bir döner gibi olma haliydi bu. Az olanla yetinmek gerekir, çoğun kapısını açan anahtardır o. Şimdilik elimde olana şükür deyip gidiyorum. Bu bile nasıl iyi geldi, nasıl ihtiyaç duyduğum bir nefesti. Daha derinini almak nasip olana dek...
Selametle...
Yorumlar
Yorum Gönder